Jefferson: Doğa özgür olmak istiyor.
Napster ile büyüyüp, iş olarak yazarlık yapmadığım için telif ve patent kanunları üzerine olan görüşlerim hep çocukça bulunmuştur. Ben de bu konuyla ilgili daha saygı duyulan görüşleri araştırmaya başladım. Ve bu kişi düşünceli 3. başkanımız Thomas Jefferson'dan daha iyi kim olabilir ki?
Isaac McPherson'a yazdığı mektuptan da anlaşılacağı üzere, Jefferson'ın görüşleri şöyle:
Mülk kavramının ne kadar iyi bir fikir olduğunu ciddi bir şekilde tartışan kimse yok, öte yandan fikirleri mülk olarak görmek çok garip. Doğası gereği fikirler özgür olmak istiyor! Bir fikri kendinize saklayabilirsiniz, ama biriyle paylaştığınız anda herkes ona sahip olabilir. Ve başkası bir kere sahip olduğunda, karşı taraf istese bile o fikri onlardan geri almanın yolu yok. Hava gibi, fikirler kitlenip saklanma yeteneğine sahip değiller.
Kaç kişi paylaşırsa paylaşsın, fikir eksilmez. Ben senin fikrini duyduğumda, senin herhangi bir şeyin eksilmeden benim bilgim artar. Aynı kendi mumunla benimkini yakarken olduğu gibi, sen karanlıkta kalmadan ben aydınlanırım. Ateş gibi, fikirler kendi yoğunluğunu kaybetmeden dünyayı kapsayabilir.
Dolayısıyla, buluşlar da mülk olamaz. Tabii ki mucitlere kar etmeleri için ayrıcalıklar tanıyabiliriz, bunu yeni kullanışlı şeyler icat etmeye teşvik etmek için yapabiliriz, ama bu bizim tercihimizdir. Eğer bu ayrıcalıkları tanımamaya karar verirsek de, kimse karşı çıkamaz.
Amerika Birleşik Devletleri kopyalayana kadar, böyle bir kanuna sahip olan tek ülke İngiltere'ydi. Diğer ülkelerde bazı tekellere (monopoly) verilen özel haklar vardı, ama herkesi kapsayan bir sistem yoktu. Böylece bu durum onlar için bir sorun teşkil etmiyordu, İngiltere ve A.B.D. kadar icada sahiplerdi.
(Burada Jefferson'dan direk alıntı yapmıyorum, dediklerini günümüz diline çeviriyorum, ama onun ağzındanmış gibi kendi fikirlerimi söylemiyorum. Jefferson gerçekten tüm bunları söylüyor.)
Öncelikle, Jefferson "Bilgi özgür olmak istiyor." lafını ilk söyleyen insan olabilir. (Jefferson bunu doğaya bağlamış, bilgiye değil, ama mantık aynı.) Dolayısıyla bilginin özgürlüğünü absürt bulan herkesin aslında kendini açıklaması lazım.
İkinci olarak, Jefferson sürekli "fikir" üzerinden konuşuyor, ama aynı mantığı örneğin akılda kalan bir melodi veya bir slogan için de düşünebiliriz, dolayısıyla fikri ve sınai haklar kapsamına giren her şeyi kapsayabilir (çoğunlukla telif, ticari markalar ve patentler).
Üçüncü olarak Jefferson şaşırtıcı şekilde (özellikle benim için), benim kadar deli:
Doğası gereği, fikirler mülk olamaz. Hükümetin bu konuda kanun koyma görevi yoktur. Yaptığımız kanunlar o kadar da başarılı olmamıştır.
Jefferson, 1813'ün görece mütevazi kanunlarından bile mutlu değilken, günümüzün daha kapsamlı kanunlarını görse çıldırmayacağını biri cidden iddia edebilir mi? Özgür Yazılım Vakfı (Free Software Foundation) veya Yaratıcı Müşterekleri (Creative Commons) bir kenara, Jefferson bizzat Eldred'e1 karşı oy verenlerin avukatlığını yapardı. (Tamam abartmış olabilirim, ama telif hakları yazmaktan fazlasını yapacağı kesin.)
Jefferson'ın zamanında sinema veya televizyon kanalları yoktu belki ama kitaplar ve icatlar vardı. İnsanlar yazar veya mucit olarak hayatlarını sürdürebiliyorlardı. Dolayısıyla Jefferson'ın günümüzde ekonomik sebeplerle görüşünü değiştireceğini tartışmak zor. Hatta fikirlerin internet üzerinden bu kadar kolay paylaşıldığını görseydi, yasaları daha özgürleştirici hale getirirdi, daha sınırlandırıcı hale değil.
Jefferson bu kanunların insan doğasına aykırı olduğunu düşündüğü zamanlarda, bu kanunlar sadece büyük matbaası olan veya büyük üretim atölyelerine sahip insanları etkiliyordu. Şimdi istisnasız herkesi, AIBO'suna dans etmeyi öğreten veya belgesel çekmeye çalışan insanları bile sınırladığını görse ne kadar kızardı, düşünsenize.
Şimdi bana yapıldığı gibi, Jefferson'un da fikirlerindense kişiliğine saldıranlar olacaktır. Jefferson dedi diye doğru olacak diye bir kaide yok ya - kendi zamanında bile fikirleri tartışma yaratıyordu. Ama 3. başkanımızın fikirleriyle ilgili "kendi yaptığını meşru kılmaya çalışıyor", "saçmalık", "uç sol", "bencil", "sığ", "moron", "iğrenç", "kanunu yanlış anlamış", "ahlaksız" gibi yorumlar yapılıyorsa, bir durup düşünmek gerekiyor. Dünya nereye gidiyor?
1https://en.wikipedia.org/wiki/Eldred_v._Ashcroft: Sonny Bono telif dönem uzatma yasa tasarısı, 1976'da çıkan telif hakkı kanunun belirlediği telif dönemini 20 sene daha uzatmak için çıkmıştır. Hem yeni hem de varolan işleri kapsadığı için, geçmişe yönelik de düzenleme getirmiştir. Özellikle 1 ocak 1978'den önce yayınlanmış ve 27 ekim 1998'de bile telif hakkı devam eden işler için telif dönemi 95 seneye çıkarılmıştır. 1 ocak 1978 ve sonrasında bireylerin sahiplendiği işlerde, telif süresi hak sahibinin ömrü artı 70 sene olarak belirlenmiştir. Birden çok hak sahibi olan işlerde ise, telif dönemi son hayatta kalan hak sahibi artı 70 sene olmuştur. Hakları kiralanmış, anonim veya lakap ile çıkarılmış işler, yayınlanma tarihinden 95 yıl, veya yaratılma tarihinden itibaren 120 yıl boyunca telif hakları saklı tutulabilir hale getirilmiştir.
Bu yasanın sonucu olarak, 1976 telif hakları kanununa göre, 1998 ve sonrasında, kamu malı haline gelmesi beklenen eserler kamu malı haline gelmemiştir. Davacının yaratım sürecinde çalıştığı ve tekrar yayınlamaya hazır olduğu eserler ise telif hakları sınırlamaları sebebiyle yayınlanamamıştır.