Yalanları yaymak: Beyin takımları gerçekleri nasıl göz ardı eder?
Sağ görüşlü beyin takımları gerçekleri umursuyor mu ki? David Brock, "Blinded by the Right" isimli otobiyografisinde, üniversiteden hemen sonra işe başladığı bir sağ görüşlü beyin takımıyla alakalı deneyimlerinden şöyle bahsediyor: "Konu hakkında ileri düzeyde bir diplomam olmasa da, Meclis Çalışmaları bölümünde John M. Olin bursiyeri başlığının, hiç olmasa ailemi etkilediği kesin...Devletin yasama ve yürütme organları ile ortodoks muhafazakarlar arasındaki ilişkiyi inceleyen, daha sonra kitaba çevirmeyi ümit ettiğim, bir yazı yazmakla görevliydim." Brock'un anlattığına göre bu konu "Beyaz Saray'da Bush gibi bir ezik varken… politik gerçeklik muhafazakar gündemken ilerlemeyi sağlayacak olanlar Beyaz Saray'daki muhafazakarlıktan dönenler tarafından yapılabilir." (79f)
Söylememe gerek yok ama, doğru bilgiler edinmenin yolu bebek-yüzlü yeni mezunlara politik ihtiyaçlar doğrultusunda makale yazmaları için büyük paralar vermek değil. Öte yandan amaçlanan şey doğru bilgiler mi? Amerikan Girişim Enstitüsü’nde kadrolu eğitmen John Lott'a bakalım - aynı zamanda The Bell Curve'ü destekleyen sağ görüşlü beyin takımından. Lott'un "Daha Çok Silah, Daha Az Suç" kitabında iddia ettiğine göre kendi bilimsel çalışmaları sonucunda kişilerin gizli silah taşımalarına izin veren kanunun yürürlüğe girmesi suç oranını düşürecekti. Ve her zamanki gibi, soruşturmalar sırasında bulgular eriyip gitti, ama Lott'un yaptığı hatalar çok ciddiydi.
Verileri bozmanın dışında, Lott'un referans verdiği, olayların %97'sinde saldırgana silah sallamanın, saldırganın kaçmasıyla sonuçlandığını söyleyen araştırmayı baştan aşağı kendisinin ürettiği ortaya çıktı. İddiasındaki tutarsızlıklar internet eleştirmenleri tarafından ortaya çıkarılınca, Lott "Mary Rosh" adıyla cevaplar yazmaya başladı. Internet yazılarının birinde coşkuyla kendinden "Eğitim hayatımdaki en iyi profesördü" olarak bahsetti. "Verdiği her dersi almaya çalışan bir grup öğrenci vardı. Lott en sonunda hepimize başka hocalardan da ders almamızın daha iyi olacağını söyledi."
Alternatif kimliğiyle yüzleştirilince, Lott Washington Post gazetesine "Yapmamam lazımdı, biliyorum." dedi. Yine de, sonraki gün bu sefer "Washingtonian" rumuzu ile eleştirmenlere saldırdı. (İşler o kadar karıştı ki, Lott'un bir yerdeki rumuzu başka yerdeki rumuzu hakkında konuşmaya başladı.)
Lott, tabii ki kendini haklı çıkarmak için çalışmalar uyduran tek akademisyen değil. Karşılaştırmak gerekirse, silah karşıtı kitap olan "Arming America"'nın yazarı, Michael Bellesiles, eskiden Amerika’da silahların yaygın olmadığını öne sürdü. Başka akademisyenler araştırdı ve kullandığı kanıtları Bellesiles'in üretmiş olabileceği ortaya çıktı. Bellesiles'in tarih profesörü olduğu Emory Üniversitesi, işlerinin kesinliği üzerine soruşturma başlattı ve en sonunda istifa etmeye zorlandı. Yayıncısı, Knopf, kitabı baskıdan geri çekti. Kütüphaneler kitabı raflarından indirdi. Columbia Üniversitesi verdiği Bancroft Ödülü'nü geri aldı. Bu skandal akademik çevrelerde çok konuşuldu. Bellesiles'in itibarı düştü ve o zamandan beri kamu karşısına çıkmadı.
Peki Lott'a ne oldu? Hiçbir şey. Lott hala Amerikan Girişim Enstitüsü'nde kadrolu eğitmen olarak çalışmaya ediyor, kitabı hala çok satıyor, yazdığı karşı görüş yazıları popüler gazetelerde basılıyor ve ülkenin dört bir yanında konuşmalar veriyor. Sağ görüşlü akademisyen için bariz düzenbazlık bile ciddi bir engel oluşturmuyor.