Büyüyen Sol'a doğru

Birçok üniversitede olduğu gibi Stanford Üniversitesi'nde beşeri bilimler profesörlerinin tam zamanlı çalışması, yeni öğrencilerin katılmasının zorunlu olduğu seminerleri sayesinde sağlanır. Toplumsal adaletsizlik konusunda yüreği yanan biri olarak, "Özgürlük, Eşitlik, Fark"ı seçtim.

Diğer öğrencilerin çoğunun konuya özel bir ilgileri yoktu, zorunlu oldukları için katılıyorlardı. Ama az da olsa bir kesimin vardı: benim gibi, onlar da bu konuyu önemsiyorlardı. Bu ekip, olumlayıcı hareketlerin Amerikan meritrokrasisin kuyusunu kazdığıyla ilgili sonsuz alıntıya sahip muhafazakarlardı. Bunun dışında gördüğüm tek politik görüş ılımlı merkezcilerdi ve bu görüş günlük işi Adil Savaş Teorisi çalışmak olan öğretmen tarafından da desteklenmekteydi.

Az bile olsa sol görüşe yakın tek kişinin ben olduğumu farketmem uzun sürmedi. Ve diğerleri, fikir ayrılığına düşmeyi geçtim, beni anlamıyorlardı bile. Ralph Ellison'ın Görülemeyen Adam kitabından bir parçayı tartışıyorduk; fabrikadaki işçilerden biri hasta olduğunda patronun evine kadar gelip, işe gelmesi için yalvardığını ve terfi vermeyi kabul ettiğiyle ilgili böbürleniyordu. Ellison'ın işyerlerini çalıştıran şeyin yönetim değil de iş gücü olduğunu ima etmiş olabileceğini söylediğim zaman, diğer öğrenciler (ve öğretmen) farklı fikirde olmanın ötesinde, dediğimi anlaşılmaz buldular. Yönetici olmadan fabrika nasıl çalışır?

Bu Amerikan entellektüel kültürünün yeniden üretilmiş hali: çok sayıda hitabeti güçlü ve dokanaklı konuşan muhafazakarlar, bir avuç ılımlı-liberal merkezciler ve pek umursamayan seyirciler. (Durumu daha iyi anlatmak için şunu ekliyim; Vietnam'la alakalı tartışırken rahatsız edici gerçeklerden bahsettiğim için öğretmen bağırarak konuşmamı bastırdı.)

Bu, George Scialabba'yı kaygılandıran bir gelecek. İnsancıl ve solcu geleneklerine ne kadar önem verse de, kuruyup gitmelerini izlemek zorunda kaldı. Gözlemlerine göre, muhafazakarlar (endüstri destekli danışmanları da dahil ederek) endüstride sağlam yerler edinip, merkezciler ise kendi dar uzmanlık alanlarıyla üniversitelere kapatılmış durumda ve gerçek solcular ise kendilerine zar zor bir yer bulmakta. (Sovyetler Birliği'nin düşmesi konuya hakim olan genel duruşu gösteriyor. Neden hala solculuğu savunuyorsunuz?)

Esas soru bu konu ile ilgili ne yapılacağı. George genel kanının yanlışlarını ve tezgahlarını ortaya koyduğu için kültürel ortamlarda dışlanmış birkaç istisnai isimi selamlıyor. (Noam Chomsky, Alexander Cockburn: muhtemelen bu isimleri provoke etmek için seçti.) Henry daha teknik bir açıdan yaklaşıp, sol görüşlü eleştirmenlerin halkla değil (ki bu Z Magazine'in ortalama 20.000 okuyucusu olmasını açıklıyor), daha çok elitlere ve özellikle alanında uzman olan kişilere yönelik konuşup, uzmanlık alanlarının hatalı yanlarını aleyhlerinde kullanmasına dikkat çekiyor (örneğin Doug Henwood). Michael'ın sert bir dille eleştirdiği nokta da bu tavrın bir başarı elde etmeyi bırak, kendi hedef kitlesini dahi oluşturamaması ancak ilerlemeci olmak ve güce gerçekçi yer vermek insanların hayatlarında bir değişime önayak olabilir (Ezra Klein bu konunun ekran yüzü olabilir).

Bu tartışma tarafsız değildir. Bu hayatımızda ne yapmamız gerektiğini bulmak ve yaptığımız şeyleri nasıl meşrulaştıracağımızın bulanık bir karışımı. Kişisel olarak, Chomsky'e tapıyorum, Henwood ve Klein'ın yazıları ve kişiliklerini de çok ilham verici buluyorum. Ve stratejileriyle ilgili ufak itirazlarım olsa da daha farklı şeyler yaptıkları bir dünya istemeyi bırak, hayal dahi edemiyorum. Stanford'daki sınıfta pişen ve (şaşırtıcı şekilde) şimdiye kadar sarsılmamış planlarım daha farklı bir yönde.

Yeni bir medya dünyası doğuyor. Chomsky'nin yazılarını yayınlama zahmeti göstermeden iftira atan ana akım medya azalırken, alternatif medya yükselişte. Alexander Cockburn CounterPunch.org'da günde bir değil bir düzine makale yayınlıyor. Amy Goodman'ın 700 farklı kanalda yayınlanan günlük haber programı var. Chomsky ürünleri, banliyölerdeki kitapçıların raflarında bile yer almaya başladı. Barbara Ehrenreich gibi sosyalist-feminist yazarlar bile New York Times'ın çok satanları listesine girebiliyor. Hepsini geç, sosyalist bir Amerikan Senatör'ümüz var!

Sonra, yeni nesil siyasi blog yazarları var. DailyKos, Atrios ve benzerlerinin okurlarının toplamı milyonlar ediyor ve Demokratik Parti ve medyasını sürekli eleştiriyorlar. Jon Stewart ve Rachel Maddow gibi büyük kanallardaki gece programlarında işlerine yer veriliyor. (The West Wing dizisi Atrios diye bir karakter yarattı.) Scialabba bile (kitabında olmasa da) benzer düşünen insanlarla vakit geçirmek istediğinde, CrookedTimber'a girdiğini itiraf ediyor.

Bunların ana akım siyaset kültürünü geliştirici etkisi olsa da (Stephen Kinzer'in Noam Chomsky'nin can düşmanlığından Amy Goodman'ın misafirliğine olan değişimi görün), alternatif bir kültür yaratmadı. Muhafazakarlar, merkezciler, liberaller - temelde aynı varsayımdan yola çıkıyorlar: İyi çalışan bir sistemimiz var. Tabii ki düzeltilmesi gereken bazı yönleri var (liberaller daha çok olduğunu, muhafazakarlar daha az olduğunu düşünüyor), ama McCain'in dediği gibi muhafazakarlar hala güçlü. Dediklerinin reklamı o kadar iyi yapılıyor ki, üniversiteye yeni girmiş biri bile ezberden tekrarlayabiliyor.

Sol görüş, bunları içi boş ve ikna etmeyen laf olarak algılanmasını başardı. Ortalama bir liberal blog yazarı tüm gazetelerin yalan dolu, politikacıların şahsiyetsiz birer ihanetçi olduklarını, hükümetin lobicilerle ve kurumsal bozulmalarla işlediğini itiraf etmekten mutluluk duyar. Ve (burada şaşılacak bir şey yok) ortalama bir vatandaş bunu seve seve kabul eder. (öbür türlüsünü düşünecek kadar salak olmak çok fazla eğitim gerektirir.) Peki bundan sonra ne yapmalıyız? Howard Dean'i mi seçelim?

Popular Front1 çoktan öldü, işçi sendikaları fos çıktı, New Left2'in hiçbir zaman pek bir planı yoktu ("Sisteme bir isim koymalıyız," dedi New Left’in öğrenci kolları. "İsim koymalı, tanımlamalı, analiz etmeli, anlamalı ve değiştirmeliyiz." Görünen o ki isim koyma kısmında kaldılar.) ve pek bir yaşam belirtisi gösterdiklerini söyleyemeyiz. Sosyalizm terim olarak o kadar seyreltildi ki, anketlere göre 30 yaş altı grup için kapitalizmle aynı anlama gelir halde - görünüşe göre sert neoliberalizm'den daha solda duran herşeyi kapsıyor (dosya paylaşımı dışında, tabii ki).

Yeni bir program yapmak için daha iyi bir zaman olamazdı. Ekonomik kriz, Washington Konsensüsünü3 binlerce Chomsky yazısının yapamayacağı kadar paramparça etti ve internet milyonlarca insanın organize olmasını sağladı. Ama sol görüş hala tepkisel duruşunun ötesine geçemedi. Bush yönetimini eleştiren kitapları toplasanız bir kütüphane doldurabilirsiniz, ama onun yerine ne yapılması gerektiğini araştırıyorsanız nerede bulabilirsiniz? Ciddi politika sunan tek merkeze göre soldaki grup Third Way4. (Örnek tavsiye: "İstihbarat gücümüzü modernize edip…basın toplantısında El Kaide'nin yaratılışının 20. yıldönümünün altını çizelim.")

Sol görüş içinde uyumlu, alternatif bir ideoloji barınıyor. Scialabba, Chomsky'i özetleyerek, düzenli bir şekilde ortaya koymaya çalışıyor: "Amerikan dışişleri politikasının temel amacı hep yatırıma uygun ortamı sürdürmeye yönelik olmuştur. Amerikan istihbaratı, Sovyet meslektaşlarına göre daha yumuşak ve dikkatsizce düzenlenmiş olsa da, devletin amaçlarına yönelik emir almıştır." (Ekleyeceğim tek şey, yerel ekonominin nüfusun çoğunun zenginler için değiştirilebilir hizmetçiler olarak yapılandırılmış olması.) Scialabba düzenli bir şekilde anlatıyor, ama Chomsky - bulabildiğim kadarıyla - hiç yapmıyor.

Daha da ileri gidip Chomsky'nin çözümünü anlatmaya çalışacağım: demokrasi. Göz boyamaya çalışan elitlerin büyük megafonlarıyla toplumun yanlış yönlendirilmesini engellemek için oluşturdukları medya demokrasisi. Toplumsal mülk ve giderlerin daha eşit dağıtılması için ekonomik demokrasi. Son olarak da, ordumuzun ahlak dışı sözleşmelere bağlanmış katiller tarafından yönetilmemesi için politik demokrasi.

Bu düşünce şu anki hakim görüş birliğinden o kadar farklı ki, tartışmak bir yana anlatması iki paragraftan çok daha uzun sürer. Zaten deneyen biri var mı ki? Onun yerine konuyla ilgilenenlerin hazır Chomsky kitapları okuyup, anlatmak istediği prensipleri tersine mühendislik yaparak anlamalarını bekliyoruz.

Hiç yoktan iyidir - bende işe yaradı - ama bu ikna olabilecek insan sayısını ciddi miktarda azaltıyor. Zamanı veya yeteneği olmayan insanlar günün sonunda liberal bloglardaki yorum yazanlar gibi oluyor: bir şeylerin çok yanlış olduğunun farkındalar ama tam olarak ne olduğuyla ve bu konuda ne yapılabileceği ile ilgili herhangi bir fikirleri yok.

Kısaca, solcu entellektüellerin şu anki hakim görüşü dürtüklemek yerine, kendi alternatiflerini anlaşılır hale getirip, bunu geliştirmek için sağlam bir metot sunmaları gerek (Chomsky, tüm dehasının yanı sıra, değişim üzerine bir teoriyi benimsiyor, ama bu ancak okuyanların yerel ideolojilere bağlanmasını sağlıyor). Daha çok insanın katkıda bulunmasını umuyorum, aksi takdirde geriye pek sol görüşlü entellektüel kalacağını sanmıyorum.

1 Bir halk cephesi çoğunlukla sol kanat ve merkezden değişik siyasi grupların oluşturduğu çok geniş bir koalisyondur. Çok geniş bir yelpaze oluşturması ile bu cepheler merkezi ve liberal grupları içerdiği gibi sol ve komünist grupları da içerebilmektedir. Halk cepheleri sadece işçi sınıfına ait grupları içine alan birleşik cephelerden daha büyüktür.

Genel tanımın yanı sıra, "halk cephesi" terimin 1930'lar Avrupa'sı ve ABD'sinde ve komünizm ve ABD Komünist Partisi tarihinde özel bir anlamı vardır. Bu tarihte halk cephesi terimi Fransa'da faşizme karşı direnmeyi amaçlayan siyasi partilerin birliğini ifade ediyordu.

2 Yeni Sol, farklı ülkelerde 1960'lar ve 1970'lerde öne çıkan sol siyaset akımı. Yeni Sol, Sovyet sosyalizminden ve Avrupa tarzı sosyal demokrasiden farklı bir konumda yer alır. Çıkış noktası, ilerlemiş sanayi toplumlarına toplumcu aydınlar tarafından getirilen radikal eleştiriler ve toplumcu düşünceyi yeniden canlandırma çabalarıdır. Liberal sol olarak da adlandırılır. 3 Washington Konsensüsü, ABD ve diğer G-8 ülkeleri tarafından kabul edilen; IMF, Dünya Bankası ve WTO tarafından dayatılan neo-liberal ekonomi politikalarıdır. IMF ve Dünya Bankası'nın standart paketi haline gelmiştir. Latin ülkeleri için oluşturulmuş ama zamanla genele şamil olmuştur. 4 Üçüncü yol, bireyci sağ ekonomi politikalarının ve sol-kanat sosyal adalet görüşünün bir sentezidir.[1] Üçüncü yol olarak ciddi bir yeniden değerlendirme içindeki çeşitli merkez sol ilerici ekonomik canlılık ile ilgili uluslararası şüpheye yanıt olarak devletin siyasi politikaları oluşturuldu. Bu daha önce Keynesyencilik tarafından yaygınlaştırılmıştı ve popüler neoliberalizm ve yeni sağ için karşılık gelen bir artış ile tezat ekonomik politikalardır.

results matching ""

    No results matching ""